Keşan’a bağlı Boztepe, Türkmen, Akçeşme ve Kılıç köylerinde yapılması planlanan jeotermal kaynak arama projesine karşı köylüler harekete geçti. Dört köyde toplanan itiraz dilekçeleri yetkililere teslim edilirken, Keşan Kent Konseyi Başkanı Dr. Uğur Özdağlı ve Boztepe, Türkmen, Akçeşme, Kılıç Köy Platformu tarafından ortak bir basın açıklaması yapıldı.
Köylülerden Net Mesaj: “Jeotermal İstemiyoruz!”
Boztepe Köyü’nde düzenlenen basın toplantısında, köy sakinlerinden Ali Karakaş tarafından okunan açıklamada, bölge halkının projeye kesinlikle karşı olduğu vurgulandı. “Köyümüze jeotermal istemiyoruz! Havama, suyuma, toprağıma, merama dokunma!” ifadeleriyle tepkisini dile getiren Karakaş, jeotermal arama çalışmasının tarım ve hayvancılığa büyük zarar vereceğini belirtti.
"Jeotermal Kaynak Olmayan Alanda Sondaj Yapılmak İsteniyor"
Köylülerin verdiği bilgilere göre, 21 Ocak 2025 tarihinde Edirne Valiliği’ne sunulan proje kapsamında, 5.850 dekarlık bir alanda sondaj çalışmaları planlanıyor. Proje kapsamında Boztepe Köyü’ne 350 metre mesafeden başlayarak Akçeşme, Türkmen, Müsellim ve Kılıçköy sınırları içinde çalışmalar yapılması öngörülüyor. Ancak, Türkiye Jeotermal Kaynaklar Haritası’na göre bu bölgede herhangi bir jeotermal kaynağın bulunmadığı belirtiliyor.
Bununla birlikte, sondaj yapılması planlanan alanın büyük kısmını Boztepe’nin merası, Türkmen ve Kılıçköy’ün hazine arazileri oluşturuyor. Bölge halkı, projenin asıl amacının jeotermal enerji aramak değil, meraları ve hazine arazilerini özel şirketlerin kontrolüne geçirmek olduğunu düşünüyor.
Köylüler: "Sera Kurmak İçin Tarım Arazilerine El Konuluyor"
Açıklamada, şirketin jeotermal kaynağı tarımsal üretimde kullanacağını iddia etmesine rağmen, bölge şartlarının seracılığa uygun olmadığına dikkat çekildi. 1. derece tarım arazilerinde sera kurulamayacağını vurgulayan köylüler, “Seracılık, tarıma elverişsiz alanları üretime kazandırmak için yapılır. Bizim topraklarımız zaten en verimli tarım arazileri arasında yer alıyor. Jeotermal sera kurma bahanesiyle tarım alanlarımızı elimizden almaya çalışıyorlar” dediler.
"Su Kaynakları ve Ekosistem Tehdit Altında"
Jeotermal sondaj çalışmalarının, bölgedeki içme suyu hatlarına ve sulama kanallarına zarar vereceği ifade edildi. Hamzadere Sulama Kanalları, Keşan İçme Suyu Hattı ve Esetçe Grubu İçme Suyu Hattı’nın bu projeden olumsuz etkileneceği belirtilirken, sıcak su ve çamurun doğrudan doğal su kaynaklarına karışacağı vurgulandı.
Ayrıca, bölgenin deprem kuşağında olduğu ve jeotermal sondaj çalışmalarının sismik hareketliliği tetikleyebileceği de köylülerin endişeleri arasında yer alıyor.
"Gıda Güvencesini ve Geleceğimizi Tehdit Ediyorlar"
Bölge halkı, Türkiye’nin ekonomik zorluklarla mücadele ettiği bir dönemde tarımın ve hayvancılığın daha fazla desteklenmesi gerektiğini belirterek, projenin iptal edilmesini talep etti. Açıklamada, “Biz çiftçiler, üretime devam edebilmek için zaten büyük zorluklar yaşıyoruz. Hayvanımızı satıp mazot, gübre ve tohum alıyoruz. Şimdi de topraklarımız elimizden alınmak isteniyor. Bunu kabul etmiyoruz” denildi.
Yetkililere Çağrı: “ÇED Sürecinde Proje Reddedilmeli”
Köylüler, projeye karşı topladıkları itiraz dilekçelerini Kaymakamlığa sunduklarını belirterek, Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) sürecinde yetkililerin doğru kararı vererek projeyi iptal etmelerini beklediklerini ifade ettiler.
Son olarak, köy halkı ve Keşan Kent Konseyi yetkilileri, “Biz bu toprakları atalarımızdan miras değil, çocuklarımızdan emanet aldık. Toprağımıza, suyumuza ve geleceğimize sahip çıkacağız” diyerek mücadelelerine devam edeceklerini duyurdu.